12 Nisan 2017 Çarşamba

NİL 4 YAŞINDA RAPUNZEL OLDU


Geçen sene, seneye parti yapmayacağım diye yazmıştım ama gene bu coşkuya dayanamayıp yaptım :)
Bu sene Rapunzel olmak istedi,sarı upuzun saçlarına aldandı biliyorum yoksa bu prenses masalları ve felsefeleri hiç hoş değil...
İlk olarak kıyafeti sipariş ettim aliexpress den ve ona uygun bir ayakkabı kombinledim gene ordan..Türkiye ye ulaşması 45 günü buluyor aklınızda olsun ve kostümlerin fiyatı Türkiye,ye göre nerdeyse yarısı...



Nil'e bir de sarı yünden saç ördük :) Bu kadar iyisini yapamadım ama...



Nil bu sefer sitemizdeki arkadaşları ve kuzenleriyle kutlamak istedi doğumgününü..Doğumgünlerine çağrılan palyoçalardan ve onların her seferinde aynı şeyleri yapmasından hiç hoşlanmıyorum,o yüzden çocuklar için bir kaç oyun hazırladım,pinterest sağolsun..


BALON TENİSİ..




PRENSESİN KARNINA TOP ATMACA




Kızların taçlarını ben yaptığım için bu etkinliği yapamadık ama size bir fikir olabilir..


Kendi işini kendi yapamayıp bir çözüm yolu üretemeyen prenslere gıcığım ama ejderhaları çok seviyorum...:)
Fotoğraf çektirmek için bu kartonu Nil ile biz hazırlayıp boyadık..


Bu davetiyeyi
bastırıp tek tek kapı kapı dolaşıp NİL ile arkadaşlarını çağırdık ve Nil buna bayıldı...



Bu etiketleri bastırıp kürdanlara yapıştırdım ve ikramları süsledik..





Pastamız bu sene az kremalı az süslü ve harikaydı...Oh be şeker hamuru yok büyük süslemeler yok...Nakedcake dedikleri ne güzel bir trend oldu..


Saç örgüsü kurabiyelerimizi anneannemiz yaptı..Tarif damyskitchenın..

1 Paket krema
250 gr tereyağı
3,5 su bardağı kadar un
1 tatlı k.tuz
Dilediğiniz şekli verin ve üzerine yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılmış 175 derecelik fırında üzeri kızarana kadar 35 dk kadar pişirin..Tam pastane işi oluyor...


Çocuklar ve pancake..ayrılmaz ikili...




Doğumgünlerinde tabi ki şekere izin var...




O masa örtüsü hep buruşuktur ve sinir bozar...




Benim gözümde hiç büyümeyecek güzel kızım..Ben hala o ilk karşılaştığımız o andayım..Kokun burnumda..Yıllar hızla geçerken bazen telaşa kapılıyorum..bir gün hayallerinin peşinden uzaklara gideceksin belki diye..sonra o cümlen aklıma geliyor..gülümsüyorum..hani balkondan karşıyı gösterip ''Anne ben evlenince şu karşıdaki mor apartmanda oturacağım ''demiştin ya..

Nereye gidersen git ,kendi kapılarını kendin aç Nil..
Bir prensin gelmesini bekleme
İçindeki güce inan
Her dilden aşka ve özgürlüğe inan
O coşkulu ruhunun ışıltısını hiç kaybetmesin
 Nil nehri gibi olsun ömrün..bereketli..ve uzun..
Nice güzel yıllara..annen..





29 Mart 2017 Çarşamba

LEYLA VE MONTESSORİ

Ne demiş Maria Montessori ''Eğitim doğumdan itibaren başlamalı'' ve ''hayatın en önemli dönemi doğumdan 6 yaşa kadar ki süredir,sadece zeka değil insanın bütün becerileri bu dönemde oluşur''Bu yüzden bebeklik döneminden itibaren annelerin çocuklarıyla yapacakları hareket,ince kaba motor ve duyu çalışmalarının zihinsel ve fiziksel gelişime katkısı büyük..
Özellikle bebeklik döneminde ne kadar çok şeye dokunur,ne kadar çok deneyim yaşarlarsa bebeklerin zekaları o kadar gelişiyor..''Eller zekanın organlarıdır''demiş montessori..Bebeklerin farklı renk ve dokudaki değişik form ve  yapılardaki materyallere dokunmasi cok önemli ..
İşte bu yüzden Leyla'ya zarar vermeyecek ne bulursam eline veriyorum..
Leyla için  seçtiğim ve 6.ay sonrası için evde yapabileceğiniz montessori uygulamalarından bazıları..

1-)Farklı renk ve formlardaki bardaklar


2-)Bir sepet dolusu farklı doku ve renkte top

3-)Mutfak Gereçleri

4-)Plastik zincir ve ne desem ki:) adını bilmediğim bezi hırdavatçıdan aldım :)


5-)  Ayna..Bizim ki ikeadan..kırılmaz ve yumuşak..monte etmedim..her yere taşıyoruz                                                                                                                                                
                                                                                                                     

        6-)Duyu sepeti                                                                                                                                    
              
                                                                                                                                         
7-) SU                                                                                                                                           

8-)  Makarna kutusu,ıslak mendil paketi..           
                                                                                                                                      

9-)        Çamaşırlar..        

                              
                                                                          10-)Kitaplar                                                                  

                                         
11-)Duyu şişeleri
12-)Aktivite Duvarı yada tahtası 


Ve son olarak Maria Montessori..''Çocuğun eline koymadığınız bir şeyi aklına koyamazsınız..''


2 Mart 2017 Perşembe

LEYLA BÜYÜYOR...EK BESİNE GEÇİYORUZ..


Leyla bu kadar uykusuzluğa rağmen şükür büyüyor...hala oturtamadığımız uyku düzenimize rağmen ben işe başlayacağım için beşinci ayın sonunda evde mayaladığım keçi yoğurduyla minik minik başlamışken Leyla hasta oldu ve biz de sadece anne sütüne devam ettik..6.aya yaklaşırken tekrar yoğurdu ve bu sefer basit sebze çorbasını ve ardından elmayı hayatımıza soktuk..Bunları yaparken her gün azar azar arttırarak  ve 3 gün bekledikten sonra bir diğerini dahil ederek yol aldık.6.aydan itibaren 1.hafta bittiğinde kahvaltıya başladık.

Leyla'nın Kahvaltısı 6.ay

1/8 yumurta sarısı(ilk 4 gün yumurtanın 1/8 i sonraki 2 gün 1/4 ü ve sonra artık 1/2 si)

1/4 dilim ev yapımı tuzsuz ekmek

yarım kibrıt kutusu ev yapımı pastörize sütü çöktürerek yaptığım tuzsuz peynir(1 litre sütü 80. dereceye kadar ısıtıp içerisine 2.5 yemek kaşığı limon ilave edip kesilen sütün üzerindekileri toplayıp temiz bir beze sıkıştırıp bir gece buzdolabında bekletiyorum)

1 çay kaşığı pekmez

Leyla'nın Çorbaları

Ek besine başladığımın 10.günü sebze çorbasına geçtik.

İlk Çorbamız

2-3 yaprak ıspanak
1 yarım patates
1 küçük havuç
kibrit kutusu kadar bal kabağı
1 bardak suyla yada buharda pişirip blendar ederken 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ekliyorum

Artık Nil de 1 tatlı kaşığı pirinç eklerdim Leyla da yulaf ekliyorum(Yulaf alerjen bi besin 8.ay beklenebilir ama pirincin de besin değeri düşük ve artık pirinçler gdo lu)

Bir de Leyla da makarna lütfeni keşfettim .Makarna lütfen 6.ayda tüketilebilecek tarhana yapmış,Leyla çok sevdi.Tarhana içerdiği besinler nedeniyle 8.aydan itibaren tüketilir ama makarna lütfen ekibi sadece buğday ve yoğurt içeren tarhana yapmışlar tavsiye ederim..




Nil de kullanmadığım bu ürünler var bir de ...Kaşığa gereksiz bir para verdi çok da bi şovunu göremedim hala chıcconun 6 ay mama kaşığını kullanıyorum   ilk fotoğrafta babaannemizin elinde olan...ama önlük bir harika çünkü Nil de lekelenen önlüklerden bıkmıştım bu çok pratik..bulaşık makinesinde bile yıkanabiliyor..
Bir de şunu aldım su vermek için.. ek gıdaya başlayınca su vermeye de başladım çünkü..

Leyla çok sevdi minik olunca..
Leyla uyandı..şimdilik bu kadar..7.ayda görüşürüz...





17 Kasım 2016 Perşembe

EMZİREN ANNE KEKİ





Harika bir kek tarifim var!Aslında orjinal tarif Arda'nın Mutfağının..Ben hem kendim hem de Leyla için tarifi biraz değiştirdim,Çünkü emzirmek ve anne sütü demek,daha çok enerji daha çok protein daha çok vitamin ,mineral almak demek!

Orjinal tarifin kalsiyum oranını arttırmak için peynir ve dereotu miktarını arttırdım!Dereotu kalsıyum konusunda süt ürünleriyle yarışır valla..üzerine piştikten sonra bol susam ekledim ki susam da da bol miktarda kalsiyum var..üzerine susam dışında ay çekirdeği içi koydum bol bol..çünkü bütün gün yüzünü güneşe dönen  ay çekirdeğinde pek az bitkide rastlanan D vitamini bulunur ki D vitamini de hem kalsiyumun vücutta daha iyi emilimini sağlar hem de bağışıklığı kuvvetlendirir diyor doktorlar..
Bir de kekin içine 2 tane yeşil biber koydum,yeşil biber portakaldan bile fazla C vitamini içerir!
Protein miktarını arttırmak için de yumurta sayısını 4 'e çıkardım :)


GEREKEN MALZEME
4 Yumurta
1 su b.sıvı yağ(Ben zeytinyağı kullandım)
1,5 su b. süt
2 su b.lor peyniri
Neredeyse 1 demet dereotu
2 tane yeşil biber
3 su b.un
1 kabartma tozu
1 tutam tuz
üzerine dilersen içine de susam ve ay çekirdeği

Malzemeleri sırasıyla ılave ederek ve her seferinde çırprak kek hamurunu hazırlayın.Önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 45 dk içinin piştiğini kontrol ederek pişirin...
Afiyetle...










3 Kasım 2016 Perşembe

LEYLA DOĞDU VE NİL ABLA OLDU!





Nil'e hamileyken bir arkadaşım bebeğiniz olduğunda başka bir boyuta geçeceksiniz demişti,şimdi ona sormak istiyorum ikinci çocuk da nereye geçiyoruz? :)
Zorlu bir hamilelik sürecinin ardından lohusalığı yaşayamadan geçen 2 aydan sonra Merhaba!
Durun bi dakika baştan anlatayım :)

Bir bebeğimizin daha olacağını öğrendikten sonra karnım çıkana kadar Nil'e söylememeye karar verdik,bu yorucu ,uzun ve onun için düşündürücü süreci minumum yaşamasını istedik.Çevremizdekilerle Nil'in yanında bebekle ilgili konuşmamaya karar verdik,öyle de yaptık ama nasıl olduysa Nil bir kardeşi olacağını anlamıştı zaten karnım da çıkmak bilmiyordu :)

Hamilelik sürecinde Nil'e babayla annenin birer parçasının birleşip bebeği oluşturduğunu ve dünyaya gelmeden annenin karnında biraz büyümesi gerektiğini anlattım,karnıma dokunup kardesiyle konusursa kardesinin onu duyacağını söyledim,hatta Leyla en cok senin sesini seviyor Nil dedim.

Beraber Leyla için alışverişe çıktık,Nil'in önerilerine kulak astık,Leyla'nın çamaşırlarını beraber yıkayıp,beraber astık,dolabını hatta hastane çantasını beraber hazırladık.

Hamilelik süresinde Nil'i bir kardeşin varlığına alıştıracak kitaplar aldım,Nil'e ve kendime..




1-EVE KARDEŞ GELDİ -ALİ ÇANKIRILI
2-BU BEBEĞİ HEMEN GERİ GÖTÜRÜN-PROF.DR.BENGİ SEMERCİ
3-PAKİ-KARDEŞİMİ KISKANMIYORUM
4-DEMEK ABLA OLUYORSUN-MARİANNE RİCHMOND
5-BENİM KÜÇÜK KARDEŞİM

Bu kitaplardan ilki anne ve babalar için ve için de nedense hep negatif öyküler var,anneyi telaşa sokmaktan başka bir şey yapmıyor.
İkinci kitabı  da Nil'e okurken gene otosansür uyguladım bazı negatif yerlerinde çünkü illa iki kardeşin birbirini kıskanacak diye bir şey olmadığını düşünenlerdenim,bu doğal ve eğer anne dengeyi kurarsa kolay atlatabilecek bir süreç.
Üçüncü ve dördüncü kitaplar hamilelik sürecini ve sonrasını anlatmak için alınıp beraber okunabilinir ama benim favorim kardeş sevgisini mükemmel bir öyküyle anlatan ''BENİM KÜÇÜK KARDEŞİM'' oldu.



Hamilelik süresince yaşadığım mide bulantılarının,bel ağrılarının yada başka olumsuzlukların her biri için bir neden buldum Nil'e,çünkü bunların sebebinin Leyla olduğunu düşünüp daha tanışmadan ona karşı bir ön yargı oluşturabilirdi.
Zorlu geçen hamilelik sürecinden sonra beklenen gün gelmişti.Bir gün öncesi her şeyi planlamıştım hatta geceden Nil'in giyeceği elbiseyi ,ayakkabılarını tokasını bile...Hastane de 1 gün yatıp bir an önce normalize olmak istedim,
Nil uyurken.Nil'i babaanneye emanet edip  hastaneye gittik ve Leyla doğduktan ben odaya yerleştikten sonra Nil'in hastaneye gelmesini istedik ki o gergin ve heyecanlı anlarda bulunmasın.



Ve ilk karşılaşma..Harikaydı.. Nil  heyecanla ve şaşkın şaşkın gelip Leyla 'yı öptü ve şöyle dedi ''Annee niye giydirdiniz?!Ben giydirecektim'' :)
O an ,hayatımın en özel anıydı...Kalbim dopdoluydu,gözlerimden taşmıştı...İçimden hiç ayrılmayın dedim,ihtiyacınız olduğunda rolleri değişin,bazen Nil bazen Leyla olsun abla ama hep yan yana...




Hastaneye gitmeden Nil için bir pasta sipariş ettim,ve sevdiği figürleri aldı babacık koyalım diye pastanın üstüne...hastaneden çıkınca ABLALIK PARTİSİ düzenledik Nil'e..kutladık ablalığını sevdikleriyle...



Nil'e hediyeler verdik...İstediği bir bebek vardı onu da aldık,Leyla getirdi diye ama ''Babam aldı biliyorum ''dedi :)
Hastaneden çıktığımın ertesi günü Leyla uyurken Nil ile evcilik oynadık.
Leyla yı emzirirken Nil ile sohbet ettim bazen ona kitap okudum,Leyla uyurken Nil e etkinlık hazırladım,yine Nil i tek elimle de olsa ben kahvaltı ettirdim,ben uyuttum,Leyla yı babaanneye bırakıp yemek yemeye gittik gene baş başa..alışkanlıkları değişmediği için bu süreci kolayca atlattık.



Bunları niye mi yaptım çünkü iki kardeş arasına sevgi tohumlarını ekmek annenin görevi ,onları yeşertecek Leyla ve Nil..biliyorum..















9 Ağustos 2016 Salı

LEYLA KARNIMDA,NİL KUCAĞIMDA GİTTİK FOÇA'YA...

Bu yaz diğerlerinden farklıydı,tatil planı yaparken özen göstermem gereken sadece Nil değil ,bir de karnımda 32.haftasında olan Leyla vardı,evet bu sefer ki hamileliğimin son dönemi yaza denk gelmişti (ve ben bu durumu pek de sevmemiştim.)

Uzun uzun düşündük ''nereye gidelim? ''gitmesek mi?''yok Antalya çok sıcak!''Çeşme çok kalabalık''Muğla Marmaris yakın ama yolu virajlı''...derken İzmir'den Foça'ya gitmeye karar verdik!
ve hiç de pişman olmadık!

Eski Foça,bence hamileler ve çocuklu aileler için harika bir tatil yeri..Denizi çok berrak ve temiz,çok sıcak değil,sürekli poyraz estiği için hiç bunalmıyorsunuz,her yerden denize girebiliyorsunuz.




Biz kendine ait bir plajı olduğu için Hanedan Beach Hotel de konakladık,şöyle düşündük ben sıcaktan bunalırsam otele dönerim ,Nil ve babası plaj keyfine devam eder,Foça'nın havası öyle güzeldi ki korktuğum gibi olmadı.
Kaldığımız otel,yarım pansiyon hizmet veren ,temiz ve küçük bir otel(zaten Eski Foça da benim tatil anlayışıma hiç de uymayan,tüketim çılgınlığı yaşanan o herşey dahil oteller zincirlerine rastlayamazsınız)







Limanda,sahil boyunca butik otele çevrilmiş eski Rum evleri var,hamile olmasam sanırım butik otellerden birinde kalmayı tercih ederdik,bu yüzden Foça ya bir daha gitmeye karar verdik.

Eski Foça küçük liman bölgesiyle kendine aşık eden tertemiz balıkçı kasabası ruhunu koruyabilmiş bir yer,hal böyle olunca öğlen yemeklerinde ne yiyelim diye düşünmedik,tabi ki balık ama benim favorim BALIK EKMEK!!!Hamile olduğum için yemek konusunda dikkatli ve özenli davranmam gerekiyordu bir de söz balık olunca..Bu yüzden biz çarşıda ara sokakların birinde olan Susam Sokağı Balıkçısını tercih ettik, tavsiye ederim,
Ah hamile olmasam o midyeci tezgahını alır eve götürürdüm de işte olmadı :)


Yalnız ufak bir sorunumuz vardı,Nil,en  6 aydır ağzına balık koymuyordu,ona alternatif aradık,Limanda köfteci Ramize rastladık,Ramiz,Nil için her zaman güvendiğim,neredeyse her yerde rastladığım ve Nil  dışarıda yemek zorunda kalınca benim her zaman kurtarıcım olmuştur.






Öğlen yemeğinden sonra önce limanda yürüdük,martı çığlıklarıyla... sonra daracık arka sokaklarda gezdik.










Günde 2 Türk kahvesi hakkımın birini meşhur Kozbeyli kahvecisinde daracık ama denize bakan bir sokakta,martılar gökyüzünde,kediler yanıbaşımdayken,deniz kokusunu içime çekerek içtim,
birini akşama sakladım.



Kahve keyfinden sonra sıra dondurmaya geldi,Foça ya giderseniz meşhur dondurmacı Nazmi ustaya gidin sıraya girin ve sıra gelince acaba hangisini seçsem diye şaşkın şaşkın bakın :)




Nil'in dondurma keyfi :) bu an ve bu fotoğraf sanki başka bir zamandayız hissi verdi,sanki 70 ler deyiz..İşte Foça'nın en çok bu bozulmamış ruhunu ve verdiği hissi sevdim..Sanki Alaçatının ,Adaların o eski halleri..


Akşamüstü otelimize dönüp,akşam yemeğine kadar ki zamanı otelin yemyeşil ve geniş bahçesinde geçirdik.




Akşam yemeğinden sonra tekrar limana indik..Foçanın akşamları da sakin,huzurlu ve çok güzel..


Ay ışığında Kavala Cafe de  yanında o meşhur kavala kurabiyesiyle Türk kahvemi içtim,Foçaya ve bu kafeye bir daha gelmeyi hayal ettim ama bu sefer kahve içmeyeceğim :)


Evlerinin önünde denize karşı sakin sakin çiğdem yiyen insanlar..kumsalda gitar çalıp şarkı söyleyen gençler..Çocukluğumun anlarına rastladım Foça'da..
Neredeyse 25 yıl öncesinde,böyle bir masada bir yaz akşamı annem babam ve arkadaşlarıyla Çeşme'de oturuşumuza onların bol kahkahalı sohbetlerine ortak oluşuma rastladım..





Huzura ve sonsuz aşka rastladım..
İyki gelmişiz dedim..Bu anı kalbime koyup sakladım..
Foça/2016